8 Mart 2017 Çarşamba

İnceleme: The Pink Ellys Likit Mat Rujları; Candy ve Dark Red // Simay

Herkese tekrardan merhaba arkadaşlar! İkimiz de çok yoğun bir dönemde olduğumuzdan yazmaya ara vermiştik. Ben bu boşlukta bence hayatımda ciddi bir farklılık yaratacak bir karar aldım; cruelty-free (hayvanlar üzerinde deney yapmayan markalara cruelty-free deniyor.) olmayan kozmetik ve bakım ürünleri satın almamak. Bununla ilgili bildiğim her şeyi sizinle paylaşacağım bir yazı yazmayı planlıyorum ve upuzun bir yazı olacağı için bir türlü tamamlayamıyorum. Ama şimdilik şunu söyleyeyim, bundan sonra bu blogta cruelty-free olan bir markaya ait hiçbir şey tanıtmayacağım.

Bugün bahsedeceğim The Pink Ellys markası da hayvanlar üzerinde deney yapmayan ve ürünleri paraben içermeyen bir marka. Ben rujlarını Beliz Şen'in youtube videosunda gördüm ve sürdüğü renge aşık olduğum için hemen araştırmaya başladım. Hakkında kötü hiçbir şey yazılmamıştı, ayrıca fiyatları da uygun bir marka olunca ben de denemek istedim. (bir ruj bağımlısı olarak...) Ben n11.com'dan 2 tanesi 26 TL gibi bir kampanyayla aldım, cosmohome'larda da kadınlar gününe kadar 13 TL gibi bir fiyatı var; normal fiyatları sanırım 35-36 TL.



Evet lafı daha fazla uzatmadan elimdeki renklerden bahsetmek istiyorum.

İlki Candy. Uzun zamandır çok fazla pembelik içermeyen ama dudağı da yokmuş gibi gösterecek kadar soluk olmayan, her gün her makyaja uyabilecek bir nude likit mat ruj istiyordum. Ve bu renk tamamen bu isteğimi karşıladı. Renki ne çok sıcak, ne çok soğuk, ne çok pembe ne de çok çıplak dudak rengi. Bence herkese ve her makyaja yakışabilecek bir renk. (Biraz yamuk uygulamışım sanırım açık renk olunca fark etmemişim kusura bakmazsınız umarım:))


Diğer renk ise Dark Red. Likit mat rujları çok seviyorum, kırmızı ruja hastayım. İkisi bir araya gelince almamam imkansızdı. Ve gerçekten bugüne kadar kullandığım en güzel kırmızı ruj olabilir. Çok tok bir kırmızı, içerisinde fazla turunculuk içermeyen daha soğuk bir kırmızı. Dişleri bembeyaz gösteren, tüm dikkatı dudaklara çeken çok çok iddaalı ve mükemmel bir renk bence.



Rujların yapısına ve sürümüne gelelim şimdi de. Fırça yapısı standart, koyu renklerde çok ince bir fırçası olmadığı için düzgün uygulayabilmek için dudak kalemi gerekebiliyor. Sürümü çok kolay, rengini tek katta veren, çok fazla akışkan ve zorluk çıkaran bir yapısı olmayan bir ürün. 

Kalıcılığı bir şey yiyip içmediğiniz sürece asla kıpırdamayan cinsten. Ben çay, kahve içtiğimde ve bir şeyler yediğimde bile sadece iç taraflardan hafifçe çıkmıştı ve bunu yapmayan bir likit mat ruj yok zaten. Şimdi gelelim en önemli kısmına, bu kadar kalıcı olmasına rağmen dudağımı ASLA KURUTMADI. Likit mat rujları çok seviyorum ama bir süre sonra dudağımda aşırı bir kuruluk ve ağırlık yaptığında çok rahatsız oluyorum. Bu ruj saatlerce dudağımda kaldı ve hiçbir şekilde çıkartmak istemedim. 

Sonuç olarak ben bu rujların yapılarını ve renklerini inanılmaz beğendim! En kısa zamanda diğer renklerini de almak istiyorum, özellikle mocha, berry, carmen, morella, coffee ve truffle renklerinde aklım kaldı. (kısacası hepsinde hahahaha....)

Ve ayrıca bugünün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olmasından dolayı söylemek istediğim birkaç şey var. Kadınlar olarak; kadın ve feminist kelimelerinden korkmayın. "Bayan" diye bir cinsiyet olmadığını, feminist kelimesinin anlamını açıklamaktan korkmayın. Sesinizi çıkartmaktan, kendiniz olmaktan, istediğinizi giyip istediğinizi yapmaktan korkmayın. Size sırf kadın olduğunuz için yapamayacağınızı söyledikleri şeyleri yapın. Hiçbir erkeğe bağımlı yaşamayın, hiçbir erkeğe hatta hiçbir insanın sizi kısıtlamasına izin vermeyin. Sokakta kahkaha atın. Makyaj yapın, yapmayın, zayıf olun, kilolu olun, kim olursanız nasıl görünürseniz görünün güzel olduğunuzun farkında olun. Siz bunun farkında olursanız çevrenizdeki herkes de bunun farkına varır. Ve bunları sadece 8 Mart'ta değil her zamam her şartta hatırlayın ve de hatırlatın.

Eğer siz de feminizmin kelime anlamını, neyi savunduğunu tam olarak bilmiyorsanız güzeller güzeli Emma Watson'ımın şu güzel konuşmasını izlemenizi rica ediyorum.


Umarım yazımı yararlı bulmuş ve beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bırakmayı ve bizi snapchatten simayvebuketin kullanıcı adımızla takip etmeyi unutmayın <3

16 Şubat 2017 Perşembe

MAC Velvet Teddy Muadilleri: Pastel Nude 536 ve Wet'n Wild Bare It All // Simay

Selam arkadaşlar! Bugün karşınıza beni çok heyecanlandıran bir yazıyla geldim. Ruj takıntılı olduğumu daha önce de söylemiştim, bu yüzden çok sevdiğim bir ruja 10-20 TL aralığında iki adet muadil ruj bulduğum için çok mutluyum. 


Gördüğünüz rujlar hem fotoğraftaki sıralarıyla hem de kolumdaki sıralarıyla; Pastel Nude serisinden 536 numaralı renk, MAC Velvet Teddy ve Wet'n Wild Bare It All


MAC'in Velvet Teddy isimli ruju Kylie Jenner'ın bu ruju ve MAC Whirl dudak kalemini kullanarak dudaklarını büyük gösterdiğini söylediğinden beri oldukça popüler. Ben alalı henüz  3-4 ay oldu fakat benim de çok sevdiğim rujlarımdan biri. Rengiyle ilgili daha detaylı yorumumu aşağıda bulacaksınız ama yapısına gelirsek, oldukça mat olmasına rağmen sürümü kolay. Rengini verme konusunda tabii ki çok başarılı ve kalıcılığı su,kahve vs. içseniz bile en az 4-5 saat dayanıyor. Kalıcığı yükseğe yakın olduğu için dudakta durdukça biraz kuruluk hissi yaratabiliyor, ayrıca kokusu çok güzel. Fiyatı ise 66 TL. 


İlk muadil ruj Pastel'in Nude serisindeki 536 numara. Sürümü gayet kolay, yapısı tamamen mat değil dolayısıyla kalıcığı da çok iyi değil. Dudakta hafif nemli bir his bırakıyor, indirimsiz fiyatı 15.75 TL, ben indirimle 7-8 gibi çok uygun bir fiyata almıştım. Gratis ve Eve Shop'lardan veya bu linke tıklayarak Pastel'in kendi sitesinden alabilirsiniz.

Diğer muadil olan Wet'n Wild Bare It All ise bana değil kardeşime ait bir ruj, ama ben de zaman zaman rengini çok beğendiğim için kullanıyorum. Wet'n Wild'in ambalajı inanılmaz kalitesiz olduğu için (kapağı çıkıyor, ruj şeffaf kapağa sürekli bulaşıyor ve kötü bir görüntü oluyor) kardeşim bitmiş bir rujun ambalajına koymuş. Bu yüzden rujun fotoğrafını koymadım. Yapısı biraz daha mat, sürümü biraz zor, kalıcılığı iyi dolayısıyla hafif dudak kurutan bir ruj. İndirimsiz fiyatı 10 TL.


Rujların dudağımdaki duruşu ise bu şekilde. 
-Pastel biraz daha kahve alt tonlu, bitişi hafif parlak.
-En açık ve soğuk ton duran Velvet Teddy. Dudaktaki duruşu ise şahane, gördüğünüz gibi mat olmasına rağmen dudağı asla kurumuş gibi göstermiyor. 
-Ton olarak en sıcak ve kahveye en yakın olan renk ise Bare It All
Bana sorarsanız üçünün rengi de birbirine yakın ve çok güzel, ben nude rujlardan kaçan bir insandım fakat bu tür sıcak kahve alt tonlu olanları bana bile nude ruju sevdirdi.

Umarım bahsettiğim rujları beğenirsiniz ve umarım yardımcı olabilmişimdir. Yorum bırakmayı ve bizi snapchatten simayvebuketin kullanıcı adımızla takip etmeyi unutmayın, kendinize iyi bakın!


14 Şubat 2017 Salı

Cilt Bakım Rutinim Bölüm 1: Temizleme-Nemlendirme // Simay

Tekrardan merhaba arkadaşlar! Bugün sizlerle cilt bakım rutinimin makyaj temizleme, günlük cilt temizleme ve nemlendirme aşamalarından bahsedeceğim. Öncelikle şunu söyleyeyim, ergenlik döneminin başlarında hiç sivilce çıkarmamış biriyim. Ama 16-17 yaşlarımda cildimde hafif bozulmalar oldu, içi dolu akneden çok kırmızı minik pütürcükler halinde çıkıyor ve geçmiyorlardı. O sene yani 2014 yılında cilt doktoruna gittim ve bana temizleme köpüğü, jel vs. verdi. Düzenli kullanmama rağmen geçmedi.

Geçtiğimiz yaz tekrar cilt doktoruna gittim ve hafif dozda Roaccutane kullanmaya başladım. Bildiğiniz gibi bu çok ağır ve çok mecbur kalınmadıkça kullanılmaması gereken bir ilaç. Ben cildimdeki minik sivilcelerle ders çalışırken vs. çok oynadığım için fark etmeden, iz kalmaya başlamıştı. Bu yüzden doktor hafif dozda kullanabileceğimi söyledi. 6 ay sürecek bir tedaviydi. Ama ben ne yaptım, 4 ay sonra kestim. Çünkü hafif doz olmasına rağmen cildimi çok kuruttu ve psikolojik yan etkiler yaptı. Yine de keşke 6 ay dolmadan kesmeseymişim diyorum çünkü bırakınca cildim iyice sapıttı. Yine bir takım bölgesel kızarıklıklar, minik sivilceler... Cildim yağlıya dönük karmaydı öncesinde, şuan tam anlamıyla karma. Yanak ve çene kısmım kupkuru, burnum ve alnım parıl parıl parlıyor... Sonuç olarak, cilt bakımı-tedavi vs. bunlar gerçekten çok meşakkatli ve zor işler.  

Şimdi sizle aslında tamaaamen düzenli diyemeyeceğim cilt bakım rutinimi paylaşmak istiyorum. Burda amaç "bakın bunları bunları kullandım ve cildim bebek gibi oldu" demek değil, kullandığım ürünlerin benim cildimdeki etkisinden bahsetmek. Siz yine de cilt tipinize uygun olmadığını düşündüğünüz bir şeyi denemeyin ve bana sorarsanız -ben öyle yapmıyorum maalesef ama- cilt doktorunuza danışmadan hiçbir ürün kullanmamanız.

1. Adım: Makyaj Temizleme

Uzun zamandır göz makyajımı temizlemede Garnier'nin çift fazlı temizleyicilerinden express çift etki kirpiklere bakım yapmayı vaad edenini kullanıyordum ve açıkçası çok memnundum. Ben waterproof ürünler kullanmasam bile gözlerimde her zaman çift fazlı güçlü temizleyiciler kullanıyorum. Waterproof ürünleri çıkartmada ve kirpiklere bakım yapmada gerçekten başarılı. Benim kirpiklerim orta uzunlukta, orta gürlükte kirpikler ve 2-3 aylık kullanımım sonucunda daha gür durduklarını söyleyebilirim rahatlıkla.



O bittikten sonra Garnier'nin Argan Yağlı çift fazlısını kullanmaya başladım, 2 hafta kadar oldu. Waterproof ürünleri çıkartmada bence diğerine göre daha başarılı, kokusu çok güzel ama benim gözlerimi çok yaktı. Eğer hassas gözleriniz varsa tavsiye etmem.

Cildim içinse yine Garnier'nin micellar suyunu kullanıyorum ve çok memnunum. Cildimi fazla kurutmadı, asla sivilce vs. yapmadı; çok hafif ama etkili bir ürün. 

Ben makyajımı temizledikten sonra üstünden mutlaka başka bir cilt temizleyiciyle yıkıyorum ki iyice arınsın.


2.Adım: Cilt Temizleme 



Dediğim gibi makyaj temizleyicilerden sonra cildimin tamamen temizlendiğinden emin olmak için mutlaka bir günlük temizleyici uyguluyorum. Bunun içinse çok uzun zamandır Nivea'nın yatıştırıcı yüz temizleme köpüğünün kuru ve hassas ciltler için olanını kullanıyorum ve çok çok memnunum. Özellikle Roaccutane kullandığım ve cildimin çok kuru olduğu dönemde bile cildime en iyi gelen temizleyici buydu. Cildi asla germiyor, tabii ki sonrasında nemlendirici uygulamak gerekiyor ama bugüne kadar kullandığım cildimi en az kurutan temizleyici. Bunu her gün makyajımı çıkarttıktan sonra kullanıyorum.

Kullandığım bir diğer temizleyiciyi aslında tüm bu Roaccutane maceram başlamadan önce, cildim daha karmadan yağlıya dönükken kullanıyordum; Garnier Neem Özlü Temizleyici. Ve çok çok memnundum, çünkü cildi yağdan çok güzel arındırıp ferahlatıyor. Resmen cildinizin nefes aldığını hissediyorsunuz. Bunu uzun zaman kullandım ama dediğim gibi Roaccutane kullanmaya başlayınca bıraktım çünkü cildim kuru olduğu için daha da kurutur diye düşündüm. Ama geçtiğimiz günlerde tekrar kullanmaya başladım ve yüzümün tamamına uyguladım. Yağlı kısımları çok güzel arındırırken, kuru kısımları da yumuşatıp temizledi ve ekstra bir kuruluk bırakmadı. Yani bence hemen hemen her cilt tipinin sevebileceği ve çok çok uygun fiyatlı bir temizleyici. Bunu da cildimi yağlı hissettiğim günlerde -özellikle sabah kalktığımda yüzüm yağlıysa- kullanıyorum.



Bir diğer ürünüm Sebamed'in Clear Face Cleansing Foam'u yani yüz temizleme köpüğü. Ben bunu reçete ile almıştım, cilt doktorum yazmıştı yani. Düzenli kullandığımı söyleyemem çünkü yüzümü çok gerdiğini hissediyordum ve sivilceler konusunda da pek bir çözüm olmadı bana. Sadece bazen çıkan tek sivilceye lokal olarak uygulayıp 5-6 dakika kurumasını bekleyip yıkıyorum, kısmen o durumlarda işe yarıyor.

Cilt temizliğiyle ilgili en önemli noktalardan bir tanesi sürekli aynı havluyu kullanmak yerine tek seferlik kağıt havlularla yüzünüzü temizlemek. Çünkü havlu hem ıslak kalacağı hem de cildinizde kalıntı varsa onlar birikeceği için bakteri üretir ve siz de bu bakterileri cildinize transfer etmiş olursunuz.

Cildimi temizledikten sonra da tonik kısmına geçiyorum. Bu adımı henüz 2-3 haftadır uyguluyorum ve Sephora'nın instant refreshing toner'ını kullanıyorum, çok memnunum. Ferahlatan ama yakmayan bir etkisi var, benim cildim bu konuda oldukça hassas ve beni bile hiç rahatsız etmedi. Gözeneklerimin yoğun olduğu bölgelere uyguluyorum ve bu kadar kısa bir sürede bile gözeneklerimi -tabii ki çok fazla olmamakla birlikte- küçültüp azalttığını söyleyebilirim.

3.Adım: Nemlendirici

Ben bir süre -uzun bir süre- "cildim nasıl olsa yağlı, nemlendiriciye gerek yok" diyerek herhangi bir nemlendirici kullanmadım ve bu çok çok büyük bir hataymış. Çünkü nemsiz bıraktığınızda cilt kendisi yağ üretmeye başlıyor ve bu yağlar birikince de sivilceler oluşuyor. Cilt tipinize uygun bir adet günlük nemlendiriciniz muttttlaka olsun, en önemli tavsiyelerimden biri bu bence.



Ben favoriler yazımda bahsettiğim gibi eğer dışarı çıkmayacaksam ve cildimde kuruluk yoksa Neutrogena'nın yağsız nemlendiricisi'ni uyguluyorum. Tekrar uzun uzun anlatıp sizi sıkmama gerek yok bence, zaten yerince uzun bir yazı oldu; bu ürünü anlattığım yazı için buraya tıklayabilirsiniz.

Diğer bir nemlendiricim ise çok daha yoğun nem veren, cildimin kuru olduğu dönemlerde uyguladığım bir ürün; Yves Rocher'nin Hydra Vegetal serisindeki 24 saat yoğun nemlendirme vaad eden kremi. Makyaj yapacaksam ve fondöten süreceksem cildimin kuru yerlerine bu ürünü, yağlı yerlerine ise Neutrogena'yı uyguluyorum, böylece cildimin yağlanmaya meyilli yerleri parlamazken kuru yerleri de makyajın altından pütür pütür durmuyor.



Son nemlendiricim ise en yoğun olanı, Madécassol merhem. Bu daha çok yaralara vs. uygulanan, cilt yenileme etkili bir merhem. Ben bunu haftada 1 veya 2 defa yatmadan önce yüzümün daha kuru olan bölgelerine uygulayıp yatıyorum ve kalktığımda yüzüm hala yumuşacık, kadifemsi ve nemli oluyor, buna rağmen yağlanma da olmuyor. Sivilce gibi bir etkisine de rastlamadım ama dediğim gibi çok yoğun bir merhem olduğu için haftada en fazla 2 kere ve gece yatmadan uygulamak gerekiyor. 

Her makyajımdan önce ve makyaj temizledikten sonra ise yine şu yazımda bahsettiğim Yves Rocher'nin göz çevresi nemlendiricisini kullanıyorum.


Evet arkadaşlar, cilt bakım rutinimin ilk bölümü bu kadardı. Çok uzun bir yazı olup sizi sıkmasını istemediğim için iki bölüme ayırmak istedim, diğer bölümde ise maskeler, peelingler, siyah nokta bantları gibi adımlardan bahsedeceğim.

Yorum bırakmayı ve bizi snapchatten simayvebuketin adıyla eklemeyi unutmayın! Sizleri seviyorum, hoşçakalın.



11 Şubat 2017 Cumartesi

Pastel'in Likit Mat Rujlarını İnceleme// Buket


Evet arkadaşlar hepinize yeniden merhaba! Bugün sizlerle birlikte Pastel'in harika ve uygun fiyatlı likit mat lipcolourlarını inceleyeceğiz. İnceleyeceğimiz numaralar ise 15 numara, 22 numara, 23 numara ve 9 numaralar.

İlk olarak en favorim olan 15 numaradan başlayalım. Bu mat likit ruj gerçekten harika ötesi bir şey. Bir İzmirli olarak bu numarayı Eve, Gratis, Watsons gibi yerlerde bulduğunuzda hazine bulmuşcasına seviniyorsunuz. Gerçekten o kadar çabuk tükeniyor ki bulduğunuzda hemen almanız gereken bir ruj olduğuna emin olabilirsiniz.
Benim en sevdiğim tonlar genellikle kahverengi ve tonları ya da çok koyu rujlardır ve benim The Balm Trustworthy likit rujundan sonraki favori rujum 15 numaradır. Tam olarak kahverengi rengi olan bu rujun kalıcılığı da çok iyi; gerçekten yemek ye, su iç, üzerinden 4-5 saat geçsin yine de tamamen silinmiyor.


Sırada 9 numara olan kırmızı mat rujumuz var. Bu ruj benim ilk kırmızı rujum. Çok tereddüt ederek almıştım hatta ilk sürdüğümde kendimde pek beğenmemiştim ama gözünüze alıştıktan sonra matlığı, kırmızının o tonu o kadar güzel duruyor ki. Ben bu ruju genellikle günlük hayatımda kullanmıyorum, galiba sadece bir kere kullandım o da yılbaşındaydı. Ama gerçekten kırmızıyı sevenlerdenseniz kesinlikle makyaj koleksiyonunuza eklemeniz gereken bir ruj.


Sıra geldi 22 numaraya, ben bu renkle alakalı ne yorum yapmam gerektiğini bilmiyorum açıkçası. Beni tanıyan herkes bilir ben tam bir koyu renk ruj canavarıyımdır fakat bunun tonu galiba pek benim tarzım değil. Tam olarak mor renginde bir likit ruj aslında rengi o kadar kötü değil ancak benim pek tarzım değil. Yine de koyu renk seven kişilerin en azından bir rengine bakmasını öneririm.

Sonuncu ise yeni almama rağmen aşık olduğum 23 numaradan bahsedeyim. Zaten Simay'ın ilk yazısında onun da favorisi olan bir ruj olduğu için görmüştünüz. Siyaha yakın bordo bir rengi olan bu likit ruj gerçekten harika bir şey. Normalde çok koyu rujları özel günlerim dışında kullanmasam da bu ruju kullanacağıma keskinlikle eminim.

Zaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Bu arada bir şey söylemek istiyorum olumlu, olumsuz bütün yorumlarınıza açığız ancak hakaret içerikli sözleriniz gerçekten kalp kırıcı ve emeğe saygısızlık lütfen yorum yaparken biraz daha saygı çerçevesinde yorum yapın, sizin yaptığınız kaba hakaret içerikli yorumlar bizi etkilemez sadece emeğimize yapılan bir saygısızlık olur.

 Bu arada gerçekten zaman ayırıp okuyan, iyi kötü yorum yapan herkese çok çok teşekkür ederiz. Yaptığınız her yorum bizi çok mutlu ediyor. Snapchat hesabımız olan simayvebuketin hesabını da ekleyip gün içerisinde verdiğimiz bilgileri ordan da dinleyebilirsiniz. Sizi çok seviyorum❤

10 Şubat 2017 Cuma

Ürün İncelemesi: The Balm Voyage Vol 2 // Simay

Herkese tekrardan merhaba arkadaşlar! Bugünkü yazım drugstore yani uygun fiyatlı markalar arasında favorim olan  The Balm'ın çok sevdiğim bir paleti olan Balm Voyage Vol 2 incelemesi olacak. 


Palet bu şekilde 9 adet far, 1 aydınlatıcı, 1 bronzer, 2 allık, 2 de dudak&yanak ürününden oluşuyor.
Ürünün ambalajı bütün the balm ürünleri gibi çok şirin ve güzel geniş bir aynası var. Bu palet seyahatlerde yanınıza almak için gerçekten ideal çünkü tek bir ürünle hem far hem aydınlatıcı hem bronzer hem de allık işini halletmiş oluyorsunuz:)


Farların çoğunun pigmentasyonu çok iyi. Yalnızca welcome rengi çok pigmentli değil, onu da zaten göz kapağımı eşitlemek veya kaş altımı aydınlatmak için kullandığımdan işimi görüyor. Diğer hepsi çok pigmentli ve kalıcı renkler.


Welcome rengi dediğim gibi pigmentasyonu az, göz kapağınızın rengini eşitlemek veya aydınlatmak için kullanabileceğiniz mat kırık beyaz bir renk.

Bienvenue çok güzel şampanya rengi, sedefli, yumuşacık bir far. Bunu da göz pınarlarınızı aydınlatmak için kullanabilirsiniz.

Bienvenido paletteki rengini tamamen veremeyen, pigmentasyonu diğerlerine göre biraz düşük simli acı yeşil-kahve bir renk. 

Benvenuto simli-sedefli açık pembe bir far. Pigmentasyonu ve yumuşaklığı gayet iyi.

Tervetuloa farlar arasında en sevdiğim renk. Şeftali-kahve denebilecek sıcak bir ton. Mat gibi dursa da çok çok minik simler içeriyor.

Welkom da rengini biraz zor veren farlardan biri. Koyu petrol yeşili denebilecek değişik sedefli bir renk. Gece makyajları için çok güzel olabilecek bir renk bence.


Sırayı biraz karıştırıp öncelikle baştaki 2 renk olan allıklardan bahsetmek istiyorum.

Huang Ying şeftali-mercan denebilecek, yanaklara çok güzel doğal kızarıklık veren renklerden. Ben allık pek fazla kullanmadığım için bu paletteki allıklar haricinde allığım yok ama kullanmak istediğimde elim en çok bu renge gidiyor. İçerisinde belli belirsiz minicik ışıltılar içeren, teninizde aydınlık ve canlı duran bir renk.

Dobrodosli ise daha soğuk bir pembe. Bunun içindeki simler biraz daha belirgin ama asla yüzünüze sim sürmüşsünüz gibi durmuyor, aydınlık ve canlı bir görüntü veriyor. Ben bu allık renklerini göz makyajı yapmada da severek kullanıyorum, pembe göz makyajlarını çok seviyorum ve bu allıklar far olarak da çok başarılı.

Willkommen altın yansımalar içeren sıcak bir açık kahve. Bu da hem gece hem gündüz kullanabileceğiniz bir renk. Paletteki farlar arasında rengini en kolay veren, en yumuşak olanı bu.

Walkommen çok hafif bordoluk barındıran bir acı kahve. İçerisinde altın sarısı minik ışıltıları var.

Failte ise aşırı pigmentli bir siyah far. Siyah farlarda en önemli özellik bence pigmentasyonunun yüksek olması. Bunun içerisinde de minik simler bulunuyor.

Kuwakarabisha The Balm'ın çok meşhur highlighter'ı Mary Lou'nun birebir aynısı. Mary Lou'nun ne kadar mükemmel olduğunu benim uzun uzun anlatmama gerek yok, buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.

Croeso ise içerisinde minik ışıltılar barındıran, açık kahve soğuk tonlarda bir bronzer. Ben bronzer olarak daha sıcak ve turuncumsu renkleri sevdiğim için buna elim pek gitmiyor açıkçası. Simli olduğu için de kontüre pek elverişli olduğunu düşünmüyorum.


Son olarak da paletin en alt kısmında bulunan dudak&yanak ürünlerinden bahsetmek istiyorum. Ben bu tür krem ürünleri allık olarak kullanmayı pek sevmiyorum, ruj olarak ise dudağa renklerini çok iyi vermiyorlar ve çabuk uçup gidiyorlar. Bu iki ürünü kullanmayı en sevdiğim yer göz kapaklarım! Pembe göz makyajı yapacağım zaman bunları far gibi kullanmayı çok seviyorum, hem inanılmaz kalıcılar hem de pigmentasyonları dudaktakinin aksine tende çok daha yüksek.

Ben bu paleti çok seviyorum ve gerçekten çok kullanışlı buluyorum, hazır Gratis'te sevgililer günü öncesi The Balm ürünlerinde %40 indirim varken bu ürüne bakmanızı tavsiye ederim. Normal fiyatı 100 TL gibi hatırlıyorum, ben yine bir indirim zamanı 66 TL'ye almıştım.

Hepinize mutlu haftasonları!





8 Şubat 2017 Çarşamba

Highlighter Karşılaştırması //Buket

Evet arkadaşlar hepinize yeniden merhaba! Bugün sizlerle birlikte iki tane çok sevdiğim highlighterı karşılaştıracağız. Gerçekten ikisi de vazgeçemeyeceğim ürünler. Mary Lou Manizer zaten The Balm'ın en harika ürünlerinden bir tanesi, benim ise The Balm ürünlerinden favori ürünüm. Diğer ürün ise Pastel'in Moon Light highlighterı, bu highlighter 2016 yazında en en en çok kullandığım ürün. 





Ben bu ürünü Simay sayesinde keşfettim. O kadar doğal ışıltılar veriyor ki Pastel'in bu ürünü gerçekten varla yok arası abartısız bir ürün. Ben bu ürünü almaya gittiğimde her zamanki gibi oradaki bir çalışan bu ürünün çok tavsiye edilmediğini, kullanımının zor olduğunu ve kalıcılığının olmadığını söylemişti. Ben bu duyduklarıma rağmen bu ürünü aldım çünkü Simay'dakini kullanmış ve çok beğenmiştim. Evet, kalıcılık konusunda biraz haklılar fakat bence yazın kullanıma uygun bir ürün. Zaten yazın hiçbirimizin geceleri dışında tatil yerlerinde abartılı bir makyaj yaptığını düşünmüyorum.




Sıra geldi Mary Lou Manizer'a. Bu ürüne söyleyebileceğim tek bir kötü yorum yok. Bu ürün gerçekten tek kelime ile HARİKA. Diyecek kötü hiç bir şey bulamıyorum yaz, kış, ilkbahar, sonbahar, her mevsim her gün kullanabileceğiniz bir ürün; özellikle ben ve Simay gibi aydınlatıcı manyağı insanlarsanız. Pastel'i gerçekten çok seviyorum ondan da asla vazgeçmem ama eğer bu bir karşılaştırma yazısıysa ben Mary Lou derim. 
Ama şöyle bir durum var tabi ki bazı insanlar makyaj malzemelerine çok para vermekten hoşlanmazlar, ihtiyacı olan şeylerin en uygun fiyatla ve kaliteli markalar olmasını isterler eğer böyle bir ürün arıyorsanız Pastel'i tercih edebilirsiniz. Pastel Moon Light'ın 14,75 gibi bir fiyatı var. Ama eğer ben makyajın en kalitelisini en güzelini istiyorum parası önemli değil diyorsanız kesinlikle Mary Lou tercih etmelisiniz, bu ürünün fiyatı ise eğer yanlış hatırlamıyorsam 66 lira civarı bir şeydi.
Bu iki harika ürün ile alakalı aklınızda kalan herhangi bir soru işareti veya öğrenmek istediğiniz bir bilgi varsa yazabilirsiniz. Zaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim, İyi ki varsınız! <3



6 Şubat 2017 Pazartesi

2017 Ocak Favorileri // Simay

Blogumuza hoş geldiniz! Eğer bu yazıyı okuyorsanız bizim için çook değerlisiniz çünkü Buket ve ben, blog açmak için gerçekten çok heyecanlıydık. Sizinle sevdiğimiz her şeyi paylaşmak istiyoruz; kozmetik, bakım, giyim hatta dizi-filmden tutun yiyeceklere, gidip gördüğümüz yerlere kadar! Tabii ki öncelikli yazılarımız makyaj ve güzellik üzerine olacak ama dediğim gibi hemen hemen beğendiğimiz her şeyi, hatta belki de beğenmediğimiz memnum kalmadığımız şeyleri de paylaşacağız ki size yardımcı olabilelim.

Bu ilk yazımın youtube videolarından aşina olduğunuz aylık favoriler şeklinde olmasını istedim, böylece blogda ne gibi paylaşımlar olacağını az çok anlamış olacaksınız. Şimdilik dizi-film-kitap favorisi eklemedim ama isterseniz onlar için ayrıca bir yazı yazabilirim veya aylık favorilerimde kısaca bahsedebilirim. Umarım size fikir verebilirim ve umarım beğenirsiniz, şimdiden çooook teşekkürler!❤️️

İlk önce bu ay severek kullandığım rujlarımdan bahsetmek istiyorum. Bundan sonraki çoğu yazımdan da anlayacaksınız ama baştan söyleyeyim, benim rujlara zaafım var. Hemen hemen her renk ruju çok seviyorum ve hepsi benim olsun, hepsini alayım istiyorum.



Bu ay en çok severek kullandığım rujlarımdan ilki Mac'in satin(saten) yapıdaki Retro isimli ruju oldu. Ben bu ruju daha önce kimseden duymamıştım, şans eseri we heart it'te gördüm ve bence Mac'teki en güzel renklerden bir tanesi. Çok güzel kahve alt tonlu kiremit-bordo bir renk. Ne çok koyu ne de çok kırmızı, harika bir rengi var. Özellikle sonbahar ve kış mevsiminde hem gündüz hem de gece kullanmaya çok uygun bir renk. Ayrıca yapısı da inanılmaz güzel, saten yapıda olduğu için dudakları kurutmuyor ama hiçbir şekilde sim-ışıltı içermiyor veya ıslak bir görüntüsü de yok. Kalıcığı da bir likit mat ruj kadar olmasa da kendi yapısındaki rujlara kıyasla çok çok iyi. Mağazalarından bulabileceğiniz gibi www.maccosmetics.com.tr  adresinden de alabilirsiniz, ayrıca şuan sitede "TÜM ALIŞVERİŞLERDE ÜCRETSİZ KARGO & SEYAHAT BOY ÜRÜN HEDİYENİZ 250 TL ALIŞVERİŞE 50 TL İNDİRİM ÇEKİ"  kampanyası varken bir bakın isterseniz❤︎ 





Bir diğer favori rujum, NYX'in lingerie serisinden 12 numaralı Exotic rengi. Bunu NYX'in internet sitesinden sipariş ettim ve tam olarak nasıl duracağını bilmiyordum açıkçası, bu tür renkler dudak ve ten rengine göre oldukça farklı durabiliyor. Ama elime geçtiğine rengine gerçekten bayıldım!! Kahve tabanlı bir pembe diyebilirim ama hem pastel bir renk olması hem de koyu olmasıyla benim gönlümü kazandı. Çünkü neon ve açık pembelerden hiç hoşlanmıyorum ama bu hemen hemen her makyajla uyum sağlayan çok güzel bir ton. Ben bunu sürdüğümde özellikle far olarak da pembe-kahve tonlar kullanıyorum ve gerçekten çok hoşuma gidiyor. Fiyatı en son 25 liraydı diye hatırlıyorum ve bu fiyata bu kalite gerçekten harika. Fırçası incecik olduğu için dudak kalemi bile kullanmadan düzgünce sürebiliyorsunuz, çok akışkan değil, yumuşacık ve dudakta asla ağırlık yapmıyor. En sevdiğim mat likit ruj formülü NYX'inki oldu şuana kadar kullandıklarımdan. Bende çok fazla kuruluk da yapmadı, ayrıca kalıcığı da yağlı bir şey yemedikten sonra asla çıkmayan cinsten. www.nyxcosmetics.com.tr adresinden sipariş verebilirsiniz!





Son favori rujum da bir likit mat ruj, ama o kadar zor bir ruj ki... Ama ben zoru severim, imkansızı imkanlı yapmayı... Bu bahsettiğim ruj Pastel'in mükemmel daylong kiss proof lipcolor serisinden 23 numara. Bordo değil, mor değil, resmen siyah denebilir o derece koyu. Aslında şişesindeyken mükemmel bir mürdüm-bordo ama dudağa sürülünce siyaha dönük bir mor oluyor çünkü yapısı çok yoğun. Renk vermesi iyi, hatta fazla iyi o yüzden çok dikkatlı sürmek gerekiyor ve tabii ki dudak kalemi istiyor. O kadar koyu renk bir rujda dudak kenarlarındaki en ufak hata bile çok göze çarpıyor bence. Bu ruj için denemediğim dudak kalemi kalmadı gerçekten. Ama en son beni tatmin edebilen koyulukta bir dudak kalemi buldum ki onu da sizinle paylaşacağım az sonra. Sonuç olarak çok koyu, çok dikkat çekici, çok zor ama çok da güzel bir renk. Yapısına gelirsek, en sevdiğim 2. likit mat ruj yapısı diyebilirim, yağlı bir şey yemediğiniz sürece asla çıkmıyor, dudakta ağırlık yapmıyor ve benim dudaklarımı en az kurutan likit rujlardan oldu. 20 lira gibi gayet uygun bir fiyatı var, ayrıca gratislerde sık sık yapılan %40 indirimlerde 11-12 liraya kadar düşüyor. pastelshop.com sitesinden de sipariş verebilirsiniz. (Fotoğrafta gördüğünüz iki dudak kalemi de Sleek markasına ait,  açık olan currant, koyu olan deep cherry.)



Ve gelelim dudak kalemine.  İlk önce soldaki daha açık ve kırmızımsı renk olan Currant isimli 651 numaralı dudak kalemini aldım, eve gelip denediğimde yine bana hüsran, yine bana hasret... Çünkü bu denediğim 3. dudak kalemiydi ama yılmadım ve sonunda gratis indirimden 8.50 tl gibi bir fiyata aldığım yine Sleek markasının 652 Deep Cherry dudak kalemini aldım ve resmen oldu! Tamamen aynı renk olmasalar bile hiç sırıtmadı ve sonunda bu kadar koyu bir dudak kalemi bulabildiğime çok sevindim. 





Tabii indirim varmış diye yine aynı markanın bir diğer çok övülen Chestnut isimli rengini de aldım ve bayıldım! Ruj gibi kullanmak için çok ideal, yumuşacık, rengini çok iyi veriyor, oldukça kalıcı ve dudakları neredeyse hiç kurutmuyor. Rengi de benim çok sevdiğim kiremit tonlarında. Normal fiyatı 15-16 TL diye hatırlıyorum ve bence özellikle indirimde alındığında harika bir dudak kalemi.




Eveeet, sonunda 555 sayfalık rujlarım ve dudak kalemlerim faslı bittiğine göre diğer ve son kozmetik ürününe geçebiliriz. The Balm markasının Desert isimli bronzer-allık karışımı ürünüyle başımızdan neler geçti bilseniz... Uzun zamandır başka bir bronzerı kullanıyordum ve o bitince bunu almayı düşünüyordum ama hem o azalmışken hem de gratiste Balm ürünlerinde %40 indirim varken dayanamadım aldım. Normal fiyatı 59.90 tl olan bu güzel bronzer 32.50 tl'ye düşmüştü. Büyük bir heyecanla eve geldim ve ertesi gün kullandım. Ve sonra korkunç bir şey oldu. Nasıl olduğunu anlayamadan bronzerımın yerde tozla buz olmuş bir şekilde durduğunu gördüm, o an sağ kolum kopmuş kadar canım acıdı... Ama ağlamadım, sağlam durdum ve gidip yenisini aldım. Bu sırada da indirim bitmişti :( Kısacası indirim var diye aldığım 60 liralık ürün bana 92.50 liraya mal oldu. Ama o kadar güzel, o kadar tatlı bir rengi var ki... Işıktan tam belli olmamış ama çok sıcak, kızılımsı bir kahve, içerisinde sim sim durmayan ışıltılar içeriyor. Ürün zaten bronzer-allık diye geçiyor ve benim gibi allıklarla arası pek iyi olmayanlardansanız bile seveceğiniz bir ürün. Tabii bence siz yine de indirimi bekleyin, ve alırsanız kırmayın arkadaşlar, ona çok iyi bakın...





Diğer ürünüm mükemmel renkteki Note markasının 16 numaralı Cinnamon ojesi. Böyle kiremit, somon gibi renklere gerçekten aşığım ve bu ojeyi görür görmez aldım. Rengi bana nedense bal kabağını hatırlattı. Rengi çok çok güzel ama yapısı hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Çok opak olmayan, 3 katta anca rengini veren ve kalıcığı çok az bir ürün. Yine de 4 liralık fiyatı ve muhteşem rengiyle favorim oldu.



Biraz da bakım ürünlerinden bahsedelim, ilki bir nemlendirici. Ben bunu gerçekten çok seviyorum. Neutrogena'nın Visibly Clear serisinden oil-free moisturiser(yağsız nemlendirici), aynı seriye ait diğer ürünler gibi güneş kremimsi kokuyor. Bunu ilk defa geçtiğimiz yaz Buket'de görüp kullanmıştım ve yapısını çok sevmiştim. Gerçekten kokusu çok güzel ve ferahlatıcı bir etkisi var. Tabii ki yoğun bir nemlendirme sağlamıyor ama benimki gibi karma bir cildiniz varsa bu ürünü çok seversiniz. Cildimin çok kuru olduğu dönemlerde yetersiz kalıyor ama soğuk havaya çıkmayacaksam, evde olacaksam bu kremi sürüyorum ve bana yetiyor. Dediğim gibi çok güzel ferahlatan bir kokusu ve jel gibi bir kıvamı var. Ben bunu www.eveshop.com.tr'den almıştım indirimdeyken ama şuan sitede görünen fiyatı da 17,90 ve bence fiyatına göre çok iyi bir nemlendirici.



Diğeri ise Yves Rocher'nin sensitive vegetal serisine ait göz çevresi kremi. Yıllarca asla göz çevresi kremi kullanmayarak çok yanlış bir şey yaptığımı fark ettim çünkü bildiğiniz gibi göz çevresi çok ince ve hassas bir deriden oluşuyor. Dolayısıyla yüzümüze sürdüğümüz nemlendiriciyi sürmek için uygun değil. Ben de ayrıca bir göz çevresi kremi almaya gerek duymadım, makyaj yapmaya başladığım son bir yılda ise göz çevremde zaman zaman kızarmalar ve göz altı morlukları oldu. Ama ne zaman ki bu kremi kullanmaya başladım, ne kolay kolay göz altı problemi yaşadım ne de kızarıklık. Bunu ben Yves Rocher'deki çalışanın yardımıyla seçmiştim, cilt tipime göre kendisi bana önermişti yani. Siz de araştırıp herhangi beğendiğiniz bir göz çevresi kremini kullanabilirsiniz ama
bence özellikle makyaj yapıyorsanız bu adımı atlamamalısınız.



Veee geldik sona! "Bunlar ne alaka?" diyebilirsiniz, ama dediğim gibi ben beğendiğim her şeyi paylaşacağım ve bu şişe ile kupa kesinlikle favorim oldular. Şişeyi Paşabahçe ürünlerini satan herhangi bir yerden alabilirsiniz, bu 1 litrelik şişenin birkaç rengi daha vardı ve fiyatı 14.90'dı. Bir gün içerisinde bundan 2 kere bitirmeye özen gösteriyorum ki böylece vücudum 2 litre su ihtiyacını karşılamış oluyor.
Diğeri ise Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesindeki bir dükkandan aldığım bir kupa. Aldığım yerin ismini ne yazık ki hatırlamıyorum :( Ama Zencefre'de de çok benzer şeyler vardı ve aldığım yer Zencefre'ye gelmeden sağ tarafta kalıyor. Eğer bakmak isterseniz kolaylıkla bulabileceğiniz bir yer. Çeşit çeşit kupalar vardı ve ben uzun zamandır büyük bir kupa arıyordum. Çünkü ben çok bol kahve ve bitki çayı içen birisiyim. Daha büyükleri de vardı, termos gibi olanlar da, daha küçükler de. Fiyatı 25 TL'ydi ve eğer gerçekten Starbucks'a ait bir kupaysa gayet uygun bir fiyattaydı. 



Bu aylık favorilerim bu kadardı! İsterseniz dizi-film-müzik-kitap önerilerimi de ekleyebilirim bundan sonraki favorilerime. İlk yazımızın sonuna geldik, lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin! Snapchat kullanıcı adımız simayvebuketin, bu hesabı ekleyip güncellemelerimizi görebilir ve bizimle sohbet edebilirsiniz, yorumlarınızı oradan da iletebilirsiniz. Sizi çooook seviyoruz❤︎